Modern Şehircilik ve Yapı Teknolojisi
Modern kentlerde kent düzenleme ve yapılaşmanın denetimi eş güdümlü gelişen bir süreçtir ve batı kentlerine baktığımızda büyüleniyor olmamızın en esas sebebi, yapı teknolojisi ile eş güdümlü, tartışmasız biçimde düzenlemedır. Şehir planları en ufak birimin dahi hangi standartlara sahip olması gerekliliğini emreder ve birtakım kentlerde yapıların renkleri dahi keyfe keder değildir. Örneğin, Kuzey Amerika’da tespit edilen Banf bölgesinde, yapıların şehrin dokusuna makul biçimde boyanması lazım olur ve bu şekilde inşa edilmeyen yapılar kanunsuz sayılır. Tabii, bu bizim penceremizden bakıldığında olabildiğince radikal bir programdır. Zira biz bırakalım yapı düzeyinde majör bir stratejiye sahip olmayı, kentlerimizin planlanmasında dahi, fakat bugünümüzde aydınlanabilmiş haldayız demek, hiç de hatalı olmaz.
Bu plansızlık kuşkusuz gecekondu dehemmiyetinden beri devam eden, niteliksiz yapılaşma furyasını da tetiklemiş ve maalesef 2000’lerden evvel inşa edilen yapıların inşa teknolojileri olabildiğince kötüdür. Yalıtım hususu ise pek çok yapıda hiç gündeme alınmazken, kimi yapı sahiplerinin vakit amacıylade bilinçlenmesi sonucunda çağdaş yapı teknolojisi keşfedilmiş ve yapıların ısı yalıtımı gibi tekniklerle izolasyon unsurlarına sahip olması sağlanmıştır. Hali hazırda ruhsat politikaları olabildiğince değişmiş ve ne mutlu ki yeni yapıların belli planlara sahip olması mecburi duruma getirilmiştir.
Her Uygulama Aynı mıdır?
Yapı teknolojisi standartları amacıylade kuşkusuz her program aynı neticeleri elde etmemizi sağlamaz. Zira gereç nitelikleri olabildiğince geniş bir nitelik alanına sahiptir ve uç noktalardaki standartlar arasında %300’e varan fark söz hususudur. Örneğin, ısı yalıtımı amacıyla sıkça tercih edilen taş yünü ürününün en nitelikli örnekleri Türk Malı olanlarıdır. Eğer uygulayıcı bu ürün yerine Çin ya da İran malı mamüller tercih edecek olursa, program nitelikleri nerdeyse tesirsiz duruma gelir.
Ne yazık ki kamu otoritesi; gereç tüketimine rastgele bir sınırlama getirmiş değildir. Gümrüklemesi yapılabilen bütün mamüller standartlara makul sayılır ve kullanılmalarında bir sakınca görülmez. Lakin pratikte hal hiç de bu tür değildir. Marka verilmesi doğru olmamakla eş güdümlü, alt sınıf mamüllerin kullanıldığı programlar tavsiye edilmez. Bunun yanında, tecrübeli ekiplerce gerçekleştirilecek programlar da büyük ehemmiyet arz eder. Zira niteliksiz bir program en nitelikli gereç kullanılsa dahi etkili olamaz.